Banka-Fintek İşbirliği Stratejileri ve Sinerji Noktaları

Banka-Fintek İşbirliği Stratejileri ve Sinerji Noktaları

Bankalar ve fintekler son yılların üzerine en çok konuşulan konularının başında geliyor. Bu konu ile ilgili olarak Finagotech Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Apaydın ile birlikte bir yazı dizisi hazırlamaya karar verdik. 4 bölümden oluşacak bu yazı dizisinin ilk bölümünde işbirliği stratejileri ve sinerji noktaları neler olabilir sorusuna cevap aradık.

Bankacılığın Bankalardan daha hızlı değiştiği günümüzde, bu değişime oyunun kuralını değiştirecek Fintekler ve hatta büyük teknoloji devleri de dahil oldu. Bankacılığın sadece Bankalarla sınırlı kalmaması nedeniyle sadece değişmek değil hızlı değişmek, yeni şartlara uyum sağlamak eskiye nazaran çok daha önemli ve kritik bir hal aldı.

Ancak değişmek değişime uyum sağlamak ve hayatta kalmak için yeterli olacak mı?

Bu soruya cevabımız direkt evet olmayacak. Verdiğiniz hizmeti sadece daha hızlı vermeniz sizi kurtarmayabilir. Çünkü rakiplerinizin özellikle de yeni oyuncuların müşterilerin beklentilerini dahi aşan yeni hizmetler sunması durumunda sizin hızlı çözümünüz atıl kalacaktır. Beklentileri yönetmek, hatta daha ortada yokken beklentiyi tahmin edip çözümler üretmek gibi zorlayıcı hedeflerinizin de olması gerekir. Peki ama bu nasıl olacak?

Üstelik bir de bu zorlayıcı hedeflerin yanına tüm dünyayı sarsan bir salgın süreci eklendiğinde işler çok daha karmaşık hale geldi. COVID-19 salgınının tüm sektörlerde olduğu gibi finans sektöründe de dijitalleşmeyi hızlandırdığı bir gerçek. Fiziksel etkileşimlerin azalması, müşterilerin finansal ihtiyaçlarını internet üzerinden karşılaması ve müşterilerin bu dönüşüme hızlı uyum sağlaması ile birlikte müşteri beklentileri de buna paralel olarak değişti.

MX Technologies tarafından 2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre Amerika’da tüketicilerin %71’inin ödemeler için Paypal, Venmo gibi Finteklerin hizmetlerinden faydalandıklarını gösteriyor. Yine aynı araştırmaya göre, tüketicilerin %52’si çalıştıkları bankalarının mobil bankacılığa daha fazla yatırım yapmasını bekliyor.

Pandemi döneminde Türkiye’ye bakacak olursak, BKM’nin yayımlamış olduğu rapor da temassız ve kare kodlu işlemlerin hızlı artışını gözler önüne seriyor.

  2019 2020 2021
Temassız Ödeme İşlem Adedi 3.1 Milyon 10.3 Milyon 20.8 Milyon
Temassız Ödeme İşlem Tutarı 137.8 Milyon TL 672.8 Milyon TL 1.72 Milyar TL
Karekodlu İşlem Adedi 0 1.5 Milyon 2.9 Milyon
Karekodlu İşlem Tutarı 0 292 Milyon TL 690 Milyon TL

 

Konuya bir de Banka ve Fintek haricinde müşteri gözüyle bakacak olursak özellikle ihtiyaçlara yönelik çözümlerin sunulması müşteri deneyimi açısından son derece önem kazanıyor. Bu ihtiyaçların tespit edilerek müşteriye sunulması noktasında müşteri deneyimi göz önünde bulundurulurken, platform tabanlı yeni iş modelleri de müşterinin karşısına daha sık çıkmaya başlayacaktır. Müşterilerin beklentilerini yönetmek hatta henüz olmayan beklentilerini tahmin edebilmek için müşteri verisinin değerlendirilmesi olmazsa olmaz.

Müşteriler Bankalardan ne bekliyor? Bankalar hangi hizmeti vermekte başarılı olamıyor ki müşteriler farklı çözüm arayışlarına gidiyor? İlk adım olarak bu soruların cevapları üzerinden stratejiler oluşturmakla başlamak gerekiyor.

Müşteri bugün Bankaya sadece mevduatını güvenle bırakmak istemiyor. Müşteri aynı zamanda finansal konularda danışmanlık verilmesini, ihtiyaç duyduğu her an Bankaya ulaşabilmeyi ve tabi ki değer verildiğini görmeyi istiyor.

Bugün bilgiye erişim bir iki tıka bakıyor. Elinizin altındaki cep telefonu ile sonsuz sayıda kaynağa ulaşabiliyorsunuz. Müşteriler de bunun farkında ancak ulaşabiliyor olmak yeterli değil. Burada zaman kavramı ortaya çıkıyor. Doğru bilgiye kısa zamanda ulaşmak anahtar konuma geliyor. Müşteri için zaman çok çok kıymetli. Bilgiye ulaşmak, milyonlarca kaynak arasından doğru bilgiye ulaşmak kolay değil. Müşteriye doğru zamanda doğru bilgiyi veren, onu önemsediğini gösteren, dinleyen, tüm ihtiyaçlarını hızlıca giderebilen Banka fark yaratacak ancak bu tahmin edildiği kadar kolay olmayacak.

Bankaların kendi ana faaliyetleri dışında odaklanmadıkları alanlara da artık odaklanmaları ya da Amerika’yı yeniden keşfetmeyip zaten odaklanmış olanlarla iş birliğine gitmesi gerekiyor. Bankaların tek başına bunun altından kalkması ise akılcı ve verimli değil. Finteklerle rekabet etmek yerine onları stratejik ortak olarak görmek çok daha mantıklı.

Fintekler için de durum pek farklı değil aslında. Bu durum “kazan-kazan” oyununa tipik bir örnek olarak gösterilebilir ya da daha moda bir tabirle bu birlikteliğe “rekaberlik” denebilir. Bankalar da Fintekler de müşteriye ulaşmak için rekabet edecek ancak yeri geldiğinde ortak olarak da hareket edecekler.

Fintekler için Bankalarla işbirliğindeki ana motivasyon; Bankalardaki mevcut müşteri verisi, Bankalardaki güven algısı, Bankaların finansal gücü ve tabi ki bilgi birikimi. Bankalar için Finteklerle işbirliğindeki ana motivasyon ise; özellikle Finteklerin sağladığı dijital müşteri deneyimi, yeni teknolojilere yatkınlıkları, çeviklikleri ve adaptasyonları diyebiliriz.

Bu işbirliği, beraberinde servis modeli Bankacılık ( BaaS) pazarının da büyümesine yol açarak,  Fintekler, platformlar ve ekosistemler aracılığıyla finans sektöründe yeni iş modellerinin geliştirilmesine de öncülük ediyor. Mevzuat gereklilikleri Bankacılık sektörünün sınırlarını yeniden tanımlıyor ve ürün ve hizmetlerin kapsamını genişletiyor ancak Bankalar hala sıkı düzenlemelere tabi. Bu da özellikle hızlı çözüm bulma ya da inovatif fikirleri hayata geçirme noktasında yavaş kalmalarına neden olabiliyor. B2B özelinde hizmet veren Finteklerse Bankaların karşılaştıkları bu problemler ile karşılaşmadan çok daha hızlı ve müşteri memnuniyetine yönelik ürünler sunabiliyorlar.

PSD2 gibi düzenlemeler, Finteklerin geleneksel Bankalarla doğrudan entegre olma ve teknolojilerini karşılıklı yararları doğrultusunda paylaşma imkanı sunuyor.

Business Insider tarafından 2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre İngiltere’deki Bankaların %84’ü fintekler ile işbirliği yapmayı düşünüyor.

Peki Bankaların odaklanmadığı ya da daha fazla enerji harcamak istemedikleri, dolayısıyla bir Fintekten çözüm beklediği noktalar neler olabilir? Dünyadaki Banka Fintek ortaklıklarına baktığımızda sanırım bu bize büyük resim hakkında bir fikir verecektir.

BBVA, 2014 yılından beri Finteklere yatırım yapıyor. Satın aldığı ya da yatırım yaptığı Finteklere bir göz attığımızda hepsinin de son derece dikkat çekici firmalar olduğunu görüyoruz. BBVA, 2014 yılında Simple’ı satın aldı. Simple 2009 yılında Amerika’da kurulmuş ilk Neobank olarak biliniyor. Fiziksel bir şubesi olmayan Simple, müşterilerine bir Visa Banka kartı ve mobil uygulama vererek hizmet vermeye başladı. BBVA, aynı yıl bu kez büyük veri ve bulut bilişim özelinde kurulmuş İspanyol girişimi Madiva’yı satın aldı. Madiva, BBVA’nın ev arayan müşterilerine yardımcı olmak için oluşturduğu BBVA Valora’nın temelini oluşturdu. 2015 yılında ise Birleşik Krallık’taki ilk şubesiz, Mobil Banka Atom Bank’ın %39’unu satın aldı. 2016 yılında Finli Neobank Holvi’yi satın aldı. Holvi’nin müşteri odağında küçük girişimler vardı. Holvi, bir girişimcinin ihtiyaç duyduğu her şeyi, kullanımı kolay tek bir dijital hizmet olarak sunuyordu. 2016 yılında Meksikalı Fintek şirketi OpenPay’i satın aldı. Openpay, web sitesinde ya da mobil uygulamada hızlı ve kolay ödeme kabul etmenizi sağlayan bir ödeme platformu. 2018 yılı ise BBVA’nın en stratejik yatırımlarından birini  yaptığı yıl oldu. BBVA, Bankacılık lisansına sahip ilk finansal hizmetler dijital platformlarından biri olan Alman girişimi SolarisBank’a yatırım yaptı. SolarisBank, API’leri (Application Programming Interfce) kullanarak servis modeli bankacılık (BaaS) kavramını geliştirdi.

Goldman Sachs’ın Apple ile yaptığı iş birliği Goldman Sachs’ı BaaS alanında güçlü bir oyuncu haline getirdi. Goldman Sachs, kurduğu bulut tabanlı bankacılık altyapısı ve sağladığı API’ler ile bir çok ürün geliştiren girişimin de kendi platformu üzerinde yeni finansal ürünler geliştirmesine destek oldu. Bunun neticesinde de mevcuttaki müşterilerine yeni ürün ve hizmetleri çok daha esnek ve hızlı bir şekilde sağlayarak yeni gelir yolları elde etmiş oldu. Goldman Sachs’ın yatırım yaptığı ya da satın aldığı finteklere baktığımızde temelinde yatan stratejinin bankanın dijital kolu olan Marcus’u güçlendirmek olduğunu görebiliyoruz. Goldman Sachs Finteklerle iş birliği noktasında en aktif Bankaların başında geliyor.

Danske Bank ise Temmuz 2020’de önemli bir birleşmeyi duyurdu. Danske Bank tarafından geliştirilen ve kullanıcılarına ücretsiz, kullanıcı dostu yenilikçi çözümler ve işletmelere kolay, sorunsuz ödeme çözümleri sunan MobilePay’in pazarını büyütebilmek için; daha büyük rakiplere karşı, Finlandiya’da Op Financial ürünü Pivo, Norveç’te ise Vipps ile güç birliğine gitti. Böylelikle mobil ödeme hizmet sağlayıcılığı noktasında Danimarka, Finlandiya ve Norveç’te hem bir Bankanın içinden çıkan hem Bankalarca desteklenen hem de Fintek olarak çalışan 3 girişim özelilkle yeni ürün geliştirme noktasında maliyetleri düşürme ve rekabette öne geçme adına önemli bir işbirliğini tamamlamış oldu.

Kurumlar fintek işbirliklerinin nedeni olarak artan kredi hacmi ve kredi verimliliğini gösteriyor. Bunun ardındansa yeni ürün geliştirme geliyor. Bu yanıtlar ise 2019 yılına göre büyük bir değişime işaret ediyor. 2019 yılında Finans kurumlarının yalnızca %32’si Fintek işbirliklerinin nedeni olarak yeni ürün geliştirmeyi göstermişti. Buna rağmen Fintek şirketleriyle kurulan işbirlikleri finans kurumlarının beklentilerinin altında performans gösteriyor.

Yazının ikinci bölümü için tıklayın

Görsel https://www.scnsoft.com/ adresinden alınmıştır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
GuYaR

GuYaR

Yaşamının her anında verimlilik odaklı bir endüstri mühendisi. Dijitalleşme üzerine kafa yorar, iyi bir kitap okuyucusu olmaya çalışır. Eski girişimci. Her daim yazmaya meraklı...İyi bir Football Manager oyuncusu ve hepsinden öte iyi insan olma gayretinde.