Alışmak Üzerine

Alışmak Üzerine

Meşhur bir resim vardır, saçları kesilen gözü yaşlı bir çocuğun , o resmin üzerinde bir de şiir vardır ki alışmanın genel bir özetini geçer…Şöyle der şairimiz Can Yücel:

Çocukken ne kadar küçük şeyler için ağlardık
Bir tutam saç, bir oyuncak araba, bir bebek…
Şimdi büyüdük…
Çok büyük olaylar bile ağlatamıyor bizleri
Ölümler, iflaslar, ayrılıklar, savaşlar…
Şimdi daha mı güçlüyüz yoksa daha mı alışkın?
Hayatı öğrenmek
Alışmak mı acaba?

Alışmak.. Bir yere alışmak, bir şeye alışmak, bir kişiye alışmak… Alışmanın bin bir çeşidi yer alıyor hayatımızda. Bir yenilik karşısında bir süreç yaşanıyor buna alışma süreci deniyor. İşte işe başladı henüz alışma döneminde, bir yere gitti henüz alışma döneminde… Bu dönemler öyle dönemler ki öyle veya böyle hayatımızın akışında bu dönemlerden muhakkak geçiyoruz. Bu aralar en sık duyduğum şeylerden biri olduğu için alışma üzerine yazmak istedim. Askerlik görevimi yerine getiriyorum ve bunu Kıbrıs’ta yapıyorum. İnsan ilk duyduğunda Kıbrıs’ta askerlik tatil demektir gibi bir hisse kapılabiliyor. Tavsiyem kapılmayın. Kıbrıs’taki ilk bir haftam hep aynı soruya cevap vermekle geçti. “ Nasıl alıştın mı ?” Alıştım mı? Alışmamak gibi bir lüksümüz olmadığından haliyle alışmak durumunda ve hatta zorundasınızdır. Bu sadece burada böyle değil. Alışma dönemleri hep sancılıdır. Çoğunda da zaten alışmama lükstür, mecburen alışmak durumundasınızdır.

Alışmanın da kendi içinde türleri var. Birincisi adaptasyon anlamında alışmak ikincisi ise bir eylemi ya da herhangi bir şeyi sıradanlaştırmaktır. Örneğin günlük hayatımızın içinde yer alıp da artık her gün aynı şeyleri görmekten duymaktan yapmaktan ya da yaşamaktan dolayı alıştığımız şeyler vardır. Bunlarda beyin artık bir yerde otomatiğe bağlamıştır. Kıbrıs’ta bu noktada da bir farklılıkla karşılaştım ve bu biraz da hoşuma gitti. Biz trafiğin sağdan akmasına alışmışızdır mesela… Soldan giden bir trafik size ters gelecektir. Sanki bütün araçlar ters yola girmiş ve hepsi üzerinize geliyor gibidir. Soldan trafik Kıbrıs’ta alışmanız gereken önemli ve gündelik hayatın içinde olan bir şeydir. Neden hoşuma gitti? Sağdan trafiğe o kadar alışmışız ki sanki soldan gitmek imkânsızmış gibi düşünüyor insan. Oysa işte bakın gidiliyor. İnsan bir yerde hep aynı düşünmemesi gerektiğini fark ediyor. Yani en azından biraz zorlayınca böyle bir şey çıkarabiliriz. Bir de hayatta farklılıklara her zaman yer olmalı. Alışan insan belli bir zaman sonra üretmekten düşünmekten uzaklaşabiliyor. Zaten klişeleşmiş bir söz vardır. Herkes gibi düşünmemek, farklı düşünmek ya da daha moda bir tabirle farkındalık yaratmak… Aslında bu alışmamakla ilgilidir biraz da. Alışan insandan farklı şeyler çıkarmasını bekleyemezsiniz. Farklı şeyler için her anın her şeyin farkında olmalı.
Sonuç itibariyle alışmaya hem evet hem hayır… Adaptasyon anlamında alışmaya evet, sıradanlaştırmak anlamında alışmaya hayır… Seçin beğenin… Seçim sizindir…

Not:  Bu yazıyı ilk liparite.wordpress.com adresinde yayımlamıştım.

 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
GuYaR

GuYaR

Yaşamının her anında verimlilik odaklı bir endüstri mühendisi. Dijitalleşme üzerine kafa yorar, iyi bir kitap okuyucusu olmaya çalışır. Eski girişimci. Her daim yazmaya meraklı...İyi bir Football Manager oyuncusu ve hepsinden öte iyi insan olma gayretinde.